http://www.milliyet.com.tr/gunde-10-bin-adim-sehir-efsanesi-gundem-2774799/
Sağlıklı yaşam için günlük 10 bin adımın ortaya çıkışı, bilimsel bir çalışmaya dayanmıyor. 1960'larda Japonya'da üretilen ilk adımsayara "10 bin adım ölçer" adının verilmesi, bu sayının zamanla yaygınlaşmasına yol açmış. Araştırmalar 10 bin adım üzerine yoğunlaşınca bu sayının ideal sayı olduğu algısı da yerleşmiş. Uzmanlar, üst limit konusunda çalışmaların sürdüğünü ama asıl önemli olanın adım sayısı değil, tempo olduğunu belirtiyor. Araştırmalar, dakikada en az 100 adımın ideal olduğunu gösteriyor.
"Günde 10 bin adım modası", mobil uygulamalar, adımsayarlar ve akıllı saat teknolojileriyle birlikte tüm dünyada hızla yükseldi. Ancak sağlık ve bilim yazarı David Cox, The Guardian'da yayımlanan yazısında 10 bin adımın ortaya çıkışının, bilimsel bir çalışmaya dayanmadığını belirtiyor. 10 bin adım, 1960'ların ortasında Japonya'da ortaya çıkan bir pazarlama kampanyası aslında. 1964 Tokyo Olimpiyatları'nın popülaritesinden faydalanmak isteyen Yamasa isimli şirket, ilk giyilebilir adımsayarı tasarlayıp piyasaya sürdü. Bu cihaza, "10 bin adım ölçer" anlamına gelen "manpo-kei" adı verildi. Uzmanlar, bu sayının bir araştırmaya dayanmadığını, hareketli hayat tarzını işaret eden bir sayı olduğu için tercih edildiğini belirtiyor. Asıl mesele de bundan sonra başlıyor: Araştırmalar rastgele seçilmiş olan "10 bin adım" üzerine kurulduğu için, bu sayı zamanla "ideal adım sayısı"na dönüşüyor.
10 bin baz alınıyor
Kyushu Üniversitesi, günde 3 bin 500 adım ila 5 bin adım atan Japonların, bu sayıyı 10 bine çıkardıklarında koroner arter hastalığı riskinin düştüğünü gösterdi.
Dünya Sağlık Örgütü, Amerikan Kalp Vakfı gibi kuruluşlar da 10 bin adımı günlük aktivite olarak önermeye başladı ancak bu konuyla ilgili tartışmalar da doğdu.
Bu tür araştırmalarda 10 bin adım atanlarla, 3 bin ya da 5 bin gibi daha az adım atanların yaktıkları kaloriler, kan basınçları ve kan şekerleri ölçülüyor. Bilim insanlarına göre araştırmalar "10 bin adım" üzerine yapıldığı için bu sayı hakkındaki inanç da güçleniyor.
Massachusetts - Amherst Üniversitesi'nin Kişiselleştirilmiş Sağlık İzleme Merkezi'nden Catrine Tudor-Locke, 10 bin adım atanların doğal olarak 5 bin adım atanlara göre daha fazla kilo kaybettiklerinin bulunmasının ardından, bu sonucun "Günde 10 bin atılmalı" gibi algılandığını, özellikle medyada böyle sunulduğunu belirtiyor.
Alt sınır kaç?
Tudor-Locke, günde 5 binden az adımın kilo artışı ve kas problemlerine yol açabileceğini vurguluyor. Tudor-Locke'a göre asıl soru "kaç adım çok azdır" olmalı.
Bazı araştırmalar, meme kanseri ve yumurtalık kanseri gibi kanser türlerinden kalp hastalığına kadar pek çok hastalığa karşı günde 6 bin ila 8 bin adımın alt sınır olduğunu düşündürüyor.
Günlük ortalama 30 dakikalık bir egzersizin kaç adıma denk geldiğini hesaplamak üzere yapılan araştırmalar, en az 7 bin 500 adımın hedeflenmesi gerektiğini gösteriyor.
Tavan belirsiz
Günlük adım konusunda belirlenmiş bir "tavan" ise yok. 15 bin ve 18 bin adımın uzun vadede faydaları olup olmadığını görmek için çalışmalar sürüyor.
Araştırmalar, Kanada'nın kırsal bölgelerinde yaşayan ve motorlu araç kullanmayan Amishlerin, günlük 14 bin ila 18 bin arasında adım attığını gösteriyor. Tip 2 diyabet hastası Japonlar üzerinde 90'larda yapılan bir çalışma da günde 19 bin adım atanların, hareketsiz yaşama sahip olanlara göre daha iyi sonuçlara sahip olduğunu ortaya koyuyor.
Dakikada kaç adım?
Yürüyüş sırasında nefes alışverinde ve kalp atış hızında meydana gelen artışın, adım sayısından daha önemli olduğu kaydediliyor. Araştırmalar, dakikada en az 100 adımın faydalı olduğunu ortaya koyuyor.
Görkem Evci
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder