En eski yazılı anlaşmalardan biri olan Kadeş Antlaşması’nda, Anadolu’nun en güçlü kadın figürlerinden Kraliçe Puduhepa’nın da mührü bulunuyor.
Hitit tarihinin öne çıkan figürlerinden Kraliçe Puduhepa, Anadolu’da devlet yönetimi seviyesinde görülmüş en güçlü kadınlarından biri. M.Ö. 13. yüzyılın başlaırnda, bir başka deyişle günümüzden yaklaşık 3300 yıl önce yaşamış olan Puduhepa, Kral III. Hattuşili’nin eşi. Puduhepa, “teoforik” yani “tanrı adı taşıyan” bir isim. Aslında iki kelimeden oluşan bu ismin sonundaki “hepa” sözcüğü, Tanrıça Hepat’ı işaret ediyor. İsmin ilk kısmının anlamı ise bilinmiyor.
III. Hattuşili ile
Puduhepa’nın evliliğine dair anlatılan hikâyeye göre Hattuşili, kardeşinin
krallığı döneminde Mısırlılar ile Hititler arasındaki Kadeş Savaşı sonrasında,
tanrıya kurban sunmak için Lavazantiya’ya (muhtemelen Elbistan çevresi) gelir.
Puduhepa’nın babası Lavazantiya şehri İştar’ının rahibi, Puduhepa da yine bu
tanrıya hizmet eden bir rahibedir. İlk eşi ölen Hattuşili, bazı yorumlara göre,
böyle bir evlilik yaparak siyasal iktidarını dinî bir güçle daha da büyütmek
istemiştir.
Kraliçenin gücü
Puduhepa, III.
Hattuşili’nin kral olmasıyla birlikte devlet yönetiminde bir “partner” konumuna
yükselir. Hitit geleneğinde kraliçenin görevi kral öldükten sonra da devam
ettiğinden, Hattuşili’nin ölümünden sonra oğlu IV. Tuthaliya’nın krallığı
döneminde de Puduhepa’nın iktidarı sürer. Puduhepa’nın devlet yönetimi ve
diplomasi tarihindeki en sembolik izi şüphesiz Kadeş Antlaşması’ndadır. Mısır
Ülkesi ile Hititler arasında eşitlik esasına dayalı olarak yapılan ve tarihin
ilk yazılı barış anlaşmalarından biri olan Kadeş Antlaşması’nda Hitit
İmparatorluğu adına III. Hattuşili ile birlikte Puduhepa’nın da mührü bulunur.
Bu antlaşmanın yazdırıldığı ve iki devletin birbirine gönderdiği iki gümüş
tablet bugün elimizde olmasa da Mısır’dan Hitit İmparatorluğu’na gönderilen
gümüş tabletin kil kopyası, Boğazköy’de bulunmuştur ve İstanbul Arkeoloji
Müzelerinde sergilenmektedir. Antlaşmanın bir replikası da Birleşmiş Milletler
binasında asılıdır.
Puduhepa’nın isminin tek
başına ya da kralla birlikte yer aldığı birçok mühür bulunmuştur. Suriye’deki
Ugarit Antik Kenti’nde bulunan Tuthaliya’ya ait bir mühürde ise Tuthaliya’dan
“Hattuşili ve Puduhepa’nın oğlu” olarak bahsedilmektedir. Bu mühür, kral
mühürlerinde anne adının yer aldığı tek örnek olarak biliniyor.
Tarihte böyle önemli bir
yeri olan Kraliçe Puduhepa’nın adını, bundan sonra daha sık duyabilirsiniz.
Türkiye Ortak Nesiller Entegrasyonu (T-ONE) Derneği, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü
vesilesiyle 7 Mart’ta düzenlediği bir etkinlikle Puduhepa’yı daha geniş
kitlelere tanıtmak amacıyla gerçekleştirdiği projeyi anlattı. Yönetim Kurulu
Başkanı Demet Sabancı Çetindoğan’ın ev sahipliğinde yapılan etkinlikte Prof.
Dr. İlber Ortaylı ile Araştırmacı Doğa Taşlardan, Hititleri ve Puduhepa’yı
anlattı. Ortaylı, Yunan ve Roma uygarlıklarında kadınların bir yönetici figürü
olarak ortaya çıkmadığını, bu iki uygarlığın tarihinde kendi kendini yetiştiren
ya da “entrika çeviren kadın” figürleriyle karşılaşıldığını ancak anaerkil
cemiyetlere de rastlanılan Şark’ta Puduhepa gibi kadınların görülebildiğini
belirtti. Ortaylı; Muhibbe Darga, Füruzan Kınal gibi isimleri anarak
Puduhepa’nın ruhunun, bu döneme ilişkin çalışmalar yapan kadınlarda yaşadığını
da söyledi.
Puduhepa’yı tanımak
Etkinliğe katılan ve projeyi destekleyen
Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın’ın, Hititlerin başkentinde yöneticilik
yapmasına rağmen bu projeye kadar Puduhepa’dan haberi olmadığını üzülerek
söylemesi, projenin önemini gösteriyor. Birkaç yıl önce Çorum’a Hitit
eserlerini yerinde görmek için yaptığım gezide de bir esnaf, burada doğup
büyümesine rağmen Hitit kalıntılarını hiç görmediğini belirterek ziyaretimi
şaşkınlıkla karşılamıştı. İnsan, çoğu kez yakınındaki hazinenin değerini
bilmez. Oysa bu eserleri önce o topraklarda yaşayanlar tanımalı ki
sahiplenebilsinler. Bu açıdan projenin bir sonraki durağının Çorum, ardından da
Avrupa ülkeleri olması anlamlı. Yanı başımızda bir savaşla yatıp kalktığımız bu
dönemde Anadolu’da barışa mührünü vuran bir kadını tanımaksa daha da anlamlı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder