23 Aralık 2012 Pazar

büyüyemiyordum.

Çocukken oynadığım legolardan.

insan büyüdüğünü bir türlü anlayamıyor. ya da “büyümek insanın gözünde hiç bitmeyen bir macera” desem daha doğru olur sanırım. anasınıfına giderken kırmızı önlük giydiğim o günlerde, ilkokula başlayıp mavi önlük giyince çok büyük olacağımı zannediyordum. hele hele okumayı öğrenince. ohoooo… çok sürmedi tabi, bir yıl sonra mavi gömleği giymiştim, okumayı da o yaz tatilinde öğrendim. sonuç? büyümemiştim hâlâ.

bu kez biraz daha yükseklere diktim gözümü. insanların bir sene geçince büyümediğini anladım. üç yıl koydum önüme. üçüncü sınıfta artık büyük biri olacaktım sanırım. bu da geçti tabi. üçüncü sınıfa başlarken de durum değişmedi. ben öyle düşünürken üçüncü sınıf olanlar büyümüştü aslında. hem onlar üçüncü sınıftayken de gayet büyüktü. sorun bende miydi acaba? ben onlar gibi olamamış mıydım?

beşinci sınıfa gidenler okulun futbol takımına alınıyordu. minikler seviyesinde turnuvalar vardı ilçede. galiba o zaman büyümüş olacaktım! beşinci sınıfa geldim. takıma da girdim. takımda herkes altı, yedi ve sekizinci sınıflardan seçilen yıldızlar takımından boyuna-posuna göre biriyle eşleşiyor ve onunla aynı formayı giyiyordu. (ah o eski yokluk günleri ahh!) ne kadar boyuna-posuna göre ayarlamaya da çalışsalar formalar bize büyük geliyordu. bordo-mavi formalar hem de. hem büyük, hem bordo-mavi. yani formaların içinde kaybolan birer küçük hamsiydik hepimiz.

Bu da ben. Valla.
takım faslını geçelim. o zaman da büyümedik tahmin edeceğiniz gibi. altı-yedi-sekizinci sınıfta üniforma değişiyordu, kravat geliyordu, o zaman büyür müydük? yine olmadı. o zamanlar büyük diye gördüklerim de bizimle beraber büyüdükleri için böyle oluyordu galiba. ben yıla, sınıfa göre değil de onlara göre hesap ediyordum, böylece onlara hiç erişemiyordum. evet, sanırım olay buydu.

beklenen büyüme lisede de gerçekleşmedi. lise sonda ve sanırım üniversitede gerçekleşmişti ama. çünkü artık o zamanlar kendine ölçüt olarak aldığın kişiler de pek fazla büyümüyor. “büyüme hızı”mı düşüyor ne, öyle bir şeyler oluyor sanırım. yaşlar ilerledikçe, yaş farklarının yarattığı fiziksel ve psikolojik farklar azalıyor. bu yüzden büyümüş hissedebiliyoruz artık kendimizi. ama çocuklukta yaşadığım bu büyüyememe durumu, orta yaşın ardından yine ortaya çıkabilir. hızla yaşlanan insanlara yetişmek de zordur sanırım. sonra sen de yaşlanmaya başlayınca, “büyüme hızı.” yine yavaşlar.

artık “hızın” ölüme götürdüğü yaşlardır bunlar ne de olsa.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder