Baba Oğul Savaşı Mezunundan Bürokrasiye Giriş Dersi Verilir! Müracaat: Sûhan Tecimer.
Çocukluğu ve ilk gençlik yılları sorunlarla geçmiş, memuriyete "sığamamış" genç bir memurun hayatını anlatan Kendi İçine Düşenler Ansiklopedisi'ni basıldıktan neredeyse bir yıl sonra okuyabildim. 2012 yılının ocak ayında Okur Kitaplığı tarafından basılan bu kitabı gecikmeli de olsa okumaktan son derece memnunum.
Kitabın arka kapağında da belirtildiği gibi yazar metinlerararası bir ilişki kurarak, başkarakterin hayatında da önemli yerlere sahip olan ünlü yazarların üsluplarını başarıyla taklit ediyor romanda. Bu, romanın ilginç ve eğlenceli yanlarından biri. Okurun farklı üsluplar arasında savrulması romanı tekdüze olmaktan da çıkarıyor. Bu biçimin yalnızca bir keyfiyet olduğunu söylemek de eksik olur kanımca. İçerikle bağlantılı bir tercih bu. Üç ana bölümden oluşan Kendi İçine Düşenler Ansiklopedisi'nin özellikle ilk bölümü çok akıcı bir dile sahip. Bu dil, ironi ve bilinçakışı ile de birleşince okunması keyifli bir roman çıkmış ortaya.
Romanın başkarakteri, kişiliğine hiç de uymadığı halde memur olan Sûhan Tecimer. Sûhan Tecimer'in uyanışını ayrıntılı bir biçimde anlatarak açılan roman karakterizasyon açısından başarılı. İlk bakışta lüzumsuz gibi gelebilecek ayrıntılarla (uyanış sahnesi gibi) karaktere dair önemli tanımlamalar yapılmakta, böylece karakter doğrudan anlatma yolu ile değil romanın akışı içinde "gösterme" yoluyla tanıtılmaktadır.
Farklı bölümlerde Sûhan'ın çocukluğunu, gençliğini ve memuriyet hayatını anlatan roman aslında kısa zaman dilimlerini kapsıyor. Bu yüzden bir bölüm içinde zaman ağır akıyor, roman genellikle Sûhan'ın zihnindeki oyunlar, düşünceler ve yorumlarla genişliyor. Mesela ilk bölümdeki yorumlar Sûhan'ın yazılmasını istediği "Bürokrasiye Giriş" kitabını oluşturuyor bir nevi. Romanda gönderme yapılan yazarlardan Oğuz Atay'ın, Tutunamayanlar romanında (başta Turgut'un Ankara'ya gidip, devlet dairesinde geçirdiği vakitler olmak üzere birçok yerde) yaptığı eleştirilere benzer şekilde bir devlet ve bürokrasi eleştirisi yapılıyor ilk bölümde. Bu ilk bölümde pek çok satırın altını çizmek "zorunda" kaldım.
Selman Bayer |
Romanın son bölümünde Selman Bayer karşılıyor bizi. Roman yazdığını söyleyen karaktere paralel olarak bir yazarla daha karşılıyoruz böylelikle Kendi İçine Düşenler Ansiklopedisi'nde. Bu konuda birkaç şey daha söyleyecektim ama eklediğim cümlelerin kısa bir tanıtım yazısı mahiyetinde olan bu yazıda "spoiler" verme ihtimali sebebi ile vazgeçtim :) Yalnız bu son bölüm sebebi ile roman hakkında yazılan/söylenen "yarım kalmış", "bağlanmamış" gibi eleştirilere katılmadığımı belirtmek isterim. Daha doğrusu yarım kalmışlığın bazen aslında bir şeyleri tamamlayabildiğini söylemek yerinde olacaktır. Zaten büyük ve önemli olayların bulunmadığı bir roman bu. Arka kapakta da belirtildiği gibi romanı güzel kılan şey basit bir hayatı böyle güzel bir biçimde sunmuş olması. O yüzden okurun daha baştan itibaren kendini polisiye bir roman okuyor gibi şartlandıracağını da düşünmüyorum.
İroni, iyi üslup, tanıdık olaylar, güzel eleştiri. Okuyun, pişman olmazsınız. Belki siz de Kendi İçine Düşenler Ansiklopedisi'nin bir maddesinde yer alıyorsunuzdur. Araştırmadan bilemezsiniz. Çünkü Sûhan'ın da dediği gibi bunlar hep bilimin sayesindedir. Bilim olmasa böyle şeyleri nereden bileceksiniz? Siz Sûhan'ın nasıl düştüğünü nereden bileceksiniz?
İlgili bağlantılar:
Sûhan Tecimer İle Söyleşi
Kalbim bana ne yaptın?
Ekşi Sözlük
Uludağ Sözlük
kitapyurdu okur yorumları
kendi içine düşenler ansiklopedisi
Aynı yayınevinden çıkan başka bir romanı daha tavsiye etmiştim:
http://huzursuznotlar.blogspot.com/2012/02/akc-dil-saglam-kurgu-carpc-hikaye.html
http://huzursuznotlar.blogspot.com/2012/07/ucu-bir-arada-uslup-kurgu-olay.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder